7 Ağustos 2010 Cumartesi

Kızım

İntahar etmenin herşeyi geri döndürmeyeceği , bir o kadar da sevenlerinin seni özleyeceğini düşünerek vazgeçti ve o anda telefonu çaldı , karşısındaki kücük kızı sophie idi.Kızına hüzünlü bir sesle özür dilerim kızım seni bir daha bırakmayacağım diyerek ağlamaya başlar. Sophie ise olanlardan haberdar olmadığı için , babacığım birşey mi oldu der , yok kızım birşey yok sadece aklıma geldin ve seni ne kadar cok sevdiğimi düşünerek benim hayata bağlanma arzumsun der ve seni almaya geliyorum diyerek telefonu kapatır. Kızını almaya giderken bir daha geçmişi gözünün önüne getirmeyeceğine yemin ederek hafif bir gülümsemeyle okul yolunu tutarken acı bir fren sesi duyar, kafayı çevirdiğinde üzerine doğru gelen bir minibüs görür ve kapıyı sertçe açarak kendini dışarıya atar.

Korku dolu gözlerle etrafına bakan babanın , çığlık seslerine doğru yürüyüşü ve ellerine bakarak bu benim kanım olamaz hayır olamaz diyerek vücudunu baştan aşağıya kontrol ederek şükürler olsun yaşıyorum der ve minibüse doğru yol alır. Minibüse yaklaştıktan sonra gördüğü manzara , keşke intihar etseydim belki böylesi daha iyi olur değişi ve feryatları görenlerin yüreğinin parçalanmasına yetiyordu ve artıyordu , çünkü minibüsdeki gördüğü manzara yerde kanlar içinde yatan küçük kızı Sophie idi.Baba , içinden nasıl olur beni aradı ve bende seni almaya geliyorum dedim diyerek defalarca kendisine söylüyordu ağlıyarak. Sağ omuzunda sıcak bir el farkederek arkasına bakar ve ben Rose okulun müdiresiyim der siyah ve esmer tenli kadın.

Baba , Rose’a bu kaza nasıl oluyorda benim kızım içinde oluyor anlamış değilim lütfen yardım edin diyerek kızını kucaklar ve hastaneye götürmeye çalışırken , Rose babanın kolundan tutarak nereye götürüyorsun böyle daha çok işkence çektiriyorsun kızına , ambülanslar birazdan burada olur diyerek siren selerine doğru kafalarını çevirirler. Baba hızlı bir şekilde ambülansa koşar ve kızıma lütfen yardım edin daha 12 yaşında diyerek ağlamaya devam eder. Kucağından kızını alan görevliler arabanın arkasında serum takarlar ve hızlı bir şekilde babasıyla birlikte hastaneye doğru yol alırlar. Ambülansın içinde kızının ellerini sımsıkı sararak lütfen ölme diyerek hıçkırıklarla ağlamaya devam eder.

Hastane koridorlarında hızlı bir şekilde sedye ile giderken görevlilerden birisinin ameliyathaneye girmeniz yasak lütfen bekleyin demesi babayı ameliyathane kapısının önünde beklemesine yetmişti. Kızını beklerken koridorda kızıııım diyerek bağıran gözü yaşlı kadın baba ya sarılarak ağlamaya başlar. Uzun bekleyişten sonra kapının açılması ile birden ayağa kalkarlar ve kızımın durumu nasıl iyileşecekmi doktor bey derler. Doktor , kzınızın durumu iyi fakat şuanda şokta beyin travması geçirmiş diyerek yanlarından ayrılır.

Ertesi gün kızları gözü açtığında başucunda ayrılmak zorunda kalan anne ve babasını görür ve , sizleri yanımda beraber gördüğüm için çok mutluyum acaba bana birşey olduğumu zaman mı beraber olabileceksiniz neden ayrıldınız ki beraber mutlu bir hayat yaşayabiliriz diyerek hafiften gülümser. Anne ve babasının elinden sımsıkı tutan Sophie ikinizide çok seviyorum ama ayrı yaşamak bana acı veriyor lütfen aranızdaki kırgınlığı bırakın ve sadece beni ve mutlu geçireceğimiz günleri düşünün diyerek ağlamaya başlar..

4 yorum:

zack dedi ki...

Her ne kadar yazım hatalarım olsada hobi olarak hikaye yazıyorum..

Adsız dedi ki...

kardeş tebrikler...

Yaptığın zor bir iş ama hayal dünyan o kadar geniş ki bunları yazman belki anlık sürekli rpg oynayan biri için...

senden bir ricam var vagrant story'i hatırlıyosundur bildiğin kadarıyla hikaye devam ediyor ama yeni oyunu çıkarmadılar genel kapsamlı küçük bir senaryo yazsana bununla ilgili ben zamanında yaptım japon dostlarımız baya ilgilendi sağolsunlar tabi o zamanlar squaresoftdu paramız paramız yoktu gidemedik.Senin gibi final fantasy serilerinin seri olmadığını hepsinin ayrı dünya ve ayrı bir hayat olduğunu bilen pek kişi yok piyasada o yüzden yazılarını okuyorum ricamıda yerine getirirsen sevinirim.

P.s: EN son oynadığım j-rpg last remnanttı oynamanı tavsiye ederim.

zack dedi ki...

Teşekkür ederim..

Last Remnant'ı oynadım gerçekten güzel oyundu ama tek sorunu oynayanlar için battle ların zor olması ki başlarda bende zorlandım desem yeridir..

FF12 dünyasını anımsattığı için oynadım zaten..

şuan yeni hikaye üzerinde çalışıyorum ama tam oturmadım yani karar veremedim desem yeridir istemediğim anda kopu veriyor başka yerlere gidiyor :))

ama yeni yazımı en kısa zamanda ekleyeceğim emin ol..

Vagrant Story'i tam olarak hatırlayamıyorum hikayesi nedir diye ama biraz araştırma yaparak bulabilirim sanırım

zack dedi ki...

.......................